T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECE - Kanarya Ortaokulu

Etkili Güzel Bir Veli Toplantısı İçin

Görevi, öğrenciyi eğitmek olan öğretmenin hedefi aynı zamanda öğrencinin ailesi de olmalıdır. Öğretmenler için nitelikli eğitimde aileler ile iletişim ve işbirliği çok önemli bir yer tutmaktadır. Öğretmen – aile işbirliği ile ailelerin okula ve eğitime karşı olumlu tutum takınmaları sağlanabilir.

Bu işbirliğini sağlamak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliğin 46’ıncı maddesinde belirtilen rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri yürütme komisyonunda; eğitim ortamında, öğrenciler, aileler, yöneticiler, öğretmenler ve psikolojik danışmanlar arasında sağlıklı ve uyumlu ilişkiler kurulabilmesi için gerekli önlemler görüşülür ve yapılacak çalışmalar belirlenir.

Bu amaçla; resmi ve özel okullarda, okul – aile ve öğretmenler arasında iş birliğini gerçekleştirmek, velileri öğrencilerin gelişim dönemleri ve akademik durumları hakkında bilgilendirmek, okula sahip çıkmalarını sağlamak ve etkin bir şekilde eğitim hizmetlerine katmak üzere bir eğitim-öğretim yılında en az iki kez olmak üzere okul idaresinin ihtiyaç duyduğu zamanlarda “veli toplantıları” yapılmaktadır.

Veli toplantıları üç aşamada ele alınabilir :

  • Genel veli toplantısı
  • Şube veli toplantısı
  • Bireysel görüşmeler (Veliler ile yapılacak özel görüşmeler)

 

Bu toplantılara okul yöneticileri, okul psikolojik danışmanları (rehber öğretmenleri), sınıf rehber öğretmenleri ve alan öğretmenlerinin işbirliği içinde katılımı sağlanmalıdır. Veli toplantılarında aşağıda belirtilen hususlara uyulmalıdır.

  1. Velilere gönderilen “veli toplantısı çağrı yazısında” toplantı gündemi belirtilmelidir. Gerekirse veliler telefonla da bilgilendirilerek toplantıya katılım sağlanmalıdır. Yapılan toplantının amaçları mutlaka gönderilen yazıda belirtilmelidir. Velinin yalnızca çocuğunun notunu öğrenmek ya da yardım istenmesi amacıyla toplantıya çağrıldığını düşünmemesi sağlanmalıdır.
  2. Okul bütün yapısıyla (bina, personel, eğitim olanakları vb.) velilere tanıtılmalı ve okulun istenilen düzeyde eğitim vermesi için okul ve veli beklentileri üzerinde konuşulmalıdır.
  3. Okulda uyulması gereken kurallar velilere de anlatılmalı, yönetmelikler tanıtılmalı, bu konularda da velilerin özen göstermesi istenmelidir.
  4. Öğrenci başarılarının artırılmasına yönelik olarak, velilerle işbirliğinin sağlanması gerekliliği üzerinde durulmalı ve velilerin desteği ile bunun sağlanabileceği anlatılmalıdır.
  5. Velilere; öğrencilerin bireysel farklılıkları anlatılmalı, her öğrencinin başarısının ya da başarılı olduğu alanların farklı olabileceği ve onlardan yeteneklerinin üstünde başarı beklemelerinin yanlış olacağı dile getirilmelidir.
  6. Okul psikolojik danışmanı (rehber öğretmeni) toplantılara katılıp velilere; rehberlik ve psikolojik danışma servisini ve görevlerini tanıtarak, hangi durumlarda servisle işbirliği yapmaları gerektiği, öğrencilerin gelişim dönemleri, gelişim özellikleri, bu dönemlerin getirdiği davranış özellikleri ve öğrenci başarısının artırılması konularında onları bilgilendirmelidir.
  7. Velilerin, öğrenci gelişim dönemlerine ilişkin ayrıca bilgilenmek istedikleri konular varsa, psikolojik danışman tarafından saptanarak daha sonraki günlerde bu konularla ilgili seminerler düzenlenmelidir.
  8. Velilere, öğrencilerin başarısızlıkları ve olumsuz özellikleri yerine, başarıları ve olumlu yanları gösterilmeli, anne ve babaların çocuklarıyla gurur duymaları sağlanmalı, okulu daha çok benimsemelerine olanak tanınmalıdır.
  9. Öğrencilerin okul içindeki davranış ve çalışmalarını izlemek amacıyla, velilerin okulu ziyaret etme gereği dile getirilmelidir.
  10. Toplantılarda öğrencisi hakkında görüşünü bildiremeyen, ya da özel görüşmek isteyen velilere, daha sonra gerekirse psikolojik danışman, sınıf rehber öğretmeni hatta ilgili okul yöneticisi ile görüşebileceği açıkça söylenmeli ve okula gelmeleri sağlanmalıdır.
  11. Velilerin okul hakkındaki görüşlerine önem verilmeli, bu görüşler uygulanabilirliği ölçüsünde değerlendirilmelidir.
  12. Okulun olanakları çerçevesinde öğrencilerin sosyal etkinliklere katılmaları için, veli desteğinin gerekliliği üzerinde durulmalı, bu etkinliklerin öğrencinin kendine güven duymasında ve başarı duygusunu kazanmasında önemli olduğu anlatılmalıdır.
  13. Çocukların içinde bulunduğu yaş dönemlerinde arkadaşlığın yeri ve önemi büyüktür. Velilere; arkadaşlığın gerekli olduğu ancak, çocuğun arkadaşları, hatta gerekirse arkadaşlarının aileleri ile de iletişim kurarak onları tanımalarının gerekliliği anlatılmalıdır. Çocuk bir yere gitmek istediği zaman kısıtlamak yerine, kiminle, nereye gideceği, ne kadar kalacağı, kaçta döneceği vb. konular konuşularak çocuğun isteklerine cevap verilmelidir.
  14. Velilere; çocuklarının gereksinimleri kadar harçlık vermeleri gerektiği anlatılmalı, az ya da gereğinden çok verilen harçlıkların çocukta istenmeyen bir takım davranışlara yol açacağı anlatılmalıdır. 15. Çocuğun davranışlarında her zamankinden farklı bir durum gözlendiğinde, okul görevlilerinin veliyi, velinin de okul görevlilerini bilgilendirmesi ve işbirliğine gidilmesi gerekliliği veliye aktarılmalıdır.
  15. Veli toplantılarına tüm okul çalışanlarının katılımı sağlanmalıdır. Bu kapsamda;
  16. Okul yönetiminin; her dönem yapılacak toplantıların planlanması, toplantı saatlerinin belirlenerek velilere duyurulması, toplantılar için uygun yer ve ortamın sağlaması,
  17. Psikolojik danışmanların (rehber öğretmenler); rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin tanıtılması, bu hizmetlerden velilerin nasıl yararlanacağının bildirilmesi, öğrencilerin gelişim dönemleri ile eğitimde velilere düşen görev ve sorumluluklar konusunda velileri bilgilendirmesi.
  18. Sınıf ve sınıf rehber öğretmenlerinin; sınıfın genel durumu, velilerle işbirliği ve yıl boyunca öğrencilerle yapılacak çalışmalar hakkında velileri bilgilendirmesi, bu konuda veli desteğinin gerekliliğini anlatması ve bireysel görüşmelerin nasıl yapılacağı hakkında yöntemleri belirtmesi,
  19. Alan öğretmenlerinin; dersleri ile ilgili yapılacak çalışmalar, sınıfın genel durumu ve alanı ile ilgili olarak çocuklarını nasıl destekleyecekleri hususunda velileri bilgilendirmesi,
  20. Müdür yardımcılarının; okulun genel durumu hakkında velileri bilgilendirmesi (devam-devamsızlık, ödül ve disiplin yönetmeliği vb.), gerekli durumlarda işbirliği yapılmasının önemini vurgulaması, gereklidir.

Konuyla ilgili olarak anne babalara yönelik hazırlanmış bir durum değerlendirme listesi aşağıda sunulmuştur. Veli toplantılarında bu listenin velilere verilmesi onlara çocuklarının eğitimi konusunda yararlı olacaktır.

 

Velilerle görüşürken nelere dikkat etmeliyiz?

Öğretmen; velilerle kuracağı sıkı samimi, etkin bir işbirliği sayesinde istediği sonuca ulaşabilir. Öğrencilerde görülen başarısızlık ve davranış bozukluklarının sebeplerinden en önemlisi aile içi sorunlardan kaynaklanmaktadır. Okulda öğrencilere kazandırmak istediğiniz olumlu davranışlar aile tarafından desteklenmiyorsa istediğiniz sonuca ulaşmanız mümkün olmayacaktır.

Öncelikle kılık kıyafetimiz düzgün olmalı, saygı ve nezaketle selamlaşma, güler yüzle karışılama, yer gösterip ikramda bulunma, saygı ile hitap etmek önemlidir. Konuşurken sağa sola bakmak, başka şeyle uğraşmak karşımızdakine saygısızlık sayılabilir.

Veliye güven verebilme, konuşmaları dikkatle dinleme, gerektiğinde kısa ve akıllıca cevaplar verip dinlediğimizi söz ve davranışlarımızla belli etme, söylenenleri onaylama da önemlidir. Söyleyeceğimizi kısa ve öz olarak söylemek gerekir. Gerekli durumlarda izin alarak görüşmeyi not almak, sorularını cevaplamak, istek ve görüşlerini almamız da önemlidir.

Velilerin sorularına cevap verirken söz ve davranışlarımız ölçülü ve doğal olmalı, sorulan soruya cevap verilmeli, cevaplar kısa ve tutarlı olmalıdır. Cevabını bilmediğinizi belirtmeli, biliyormuş gibi yapmamalı, görüşmeyi nezaketle bitirirken görüşmekten duyduğunuz memnuniyeti belirtmeli, teşekkür ederek her zaman görüşmeye hazır olduğunuzu iletmelisiniz.

Öğretmen – Öğrenci iletişiminde dikkat edilecek noktalar

Öğrencilerinize sevdiğinizi söyleyin, öğrenciler sizi memnun etmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Yeter ki sizi sevsinler. Bu durumda aranızdaki ilişkilerde problem yaşanmaz, anlayış ve yardımlaşma artar, iletişim zirveye çıkar. Sevimliliğinizi artırmak, gönüllere girmek mi istiyorsunuz?

O halde yapacağınız tek şey; yüzünüze koyacağınız içten bir gülücük, öğrencinizin yanağına konduracağınız bir öpücük, dilinizden akan bal gibi sözcüktür. Bu da sizin başarınızı artıracaktır. Sevilen neşeli, dürüst, adaletli, başarılı bir öğretmen olarak tanınmaya ve anılmaya çalışın. Öğrenciler sizin onlara değer verdiğinizi bilirlerse kendi davranışlarını kontrol etmeye çalışırlar.

 

Öğrencilerinizi sabırla dinleyin. Sabır becerileri geliştirir. Sabrın en önemli kısmı dinlemektir. Öğrencinizi dinlerken ilgiyle, kulağınızla, hatta daha da önemlisi kalbinizle dinleyin. Gülümsemeyi unutmayın. Zamanınız kısıtlı da olsa dinlemeye zaman ayırın, göreceksiniz, dinlediğiniz kişinin hayatında özel bir yerinizin olduğunu göreceksiniz.

Etkili bir öğretmen olmak ve dersi anlamlı kılmak istiyorsanız öğrenciyi ikna etmek, bilgilendirmek ve dersi eğlenceli, zevkli bir hale getirmek zorundasınız. İkna etmenin en iyi yolu hikâyelerle konuyu kavratmaktır. Bilgilendirmede dikkat edeceğimiz husus dersi anlaşılır hale getirmektir. Zevkli hale getirmek, dersi eğlenceli yapmak için mizah, şaka ve esprilerle süslemektir.

Öğretmen mesleğini severek yapmalıdır. Öğretmen başkalarına yardım etmenin zevkini yaşamalıdır. “En hayırlınız insanlara en yararlı olanınızdır” Hadis-i Şerifi ne kadar anlamlıdır. İnsanlara yardımcı olmak bize zor gelebilir. Fakat unutulmamalıdır ki bir işi başarmanın en zor yanı ilk adımı atmaktır. İçimizdekileri değiştirmeden dışımızdakileri değiştiremeyiz. Bildiklerimizi uygulamazsak bu bilginin ne anlamı kalır. Uygulamadığımız bilgi açılmayan paraşüt, binmediğimiz otomobil gibidir. Bilgimizi verirken yapacağımız bir gülümseme karşımızdakine ilaç gibi tesir eder. Hem de bu ilaç sermayesizdir. Unutmayalım gülümsemek için on iki kasa, surat asmak için yüz üç kasa ihtiyaç olduğunu uzmanlar söylemektedir. Bilgimizi kullanıp, hayatımıza uygulayıp davranışa dönüştürdüğümüzde bir anlam kazanır.

  1. Muhsin MERİÇ: “Bilginin hikmete dönüştüğü toplumlar medeniyet üreten toplumlardır” diyor. Öğrencilerimizi öğrenme sürecine katmak istiyorsak nerede, ne zaman, niçin, ne, nasıl, kim, hangisi vb. sorularla dikkat uyandırır. Sorular onları düşündürmeli ve derse katılmalarına zemin hazırlamalı. Sorular diyalogu geliştirir. Öğrenmenin öğrencinin istek ve arzulamasına bağlı olduğunu unutmayalım. Öğretmen öğrenmeyi gerçekleştirecek kişi değil, sadece bir rehberdir. Rehber olursak hem daha az yoruluruz hem de daha fazla etkili oluruz.

İletişim; kişilerin birbirlerinin duygu ve düşüncelerinin karşımızdaki insanda meydana getirdiği anlamı bilme sürecidir. İletişimin temeli saygı ile başlar. İletişimde en önemlisi empatidir. Kısaca karşımızdakinin penceresinden bakmaktır.

İletişimde sözcüklerin % 10, konuşma tarzının % 30, vücut dilinin % 60 oranında etkili olduğunu unutmayalım. Her insan takdir edilmek ister ve bundan mutluluk duyar.

Bilginin değerini bilmeli ve öğrencilerimize bilginin önemini anlatmalıyız. Bilginin değerini anlatan şu sözlere dikkatinizi çekmek istiyorum.

“Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen aptaldır. Bilemeyen ve bilmediğini bilen öğrencidir. Bilen ve bildiğini bilmeyen uykudadır, onu uyandırın. Bilen ve bildiğini bilen akıllıdır, onu izleyin.”

Öğrencinizdeki potansiyeli harekete geçirmek için çalışın, onların hayal güçlerini küçümsemeyin. Zengin bir hayal gücüne ulaşmaları için onları destekleyin. Hayatın bir kuralı var. Daha fazlasını beklediğiniz zaman daha fazlasını elde edersiniz. Hayatta bazı fırsatlar vardır, bunlar sadece bir kez elinize geçer, değerlendiremezseniz uçup gider ve asla geri gelmez.

Öğrencimizi bir sonraki derse motive etmek için konu ile ilgili hikâye anlatmak, ilginç ve düşündürücü sorular sormak veya sözler söylemek gerekir. Öğrencilerimize yardım etmenin en güzel yollarından biri onu dinlemektir. Problemli öğrencilerle konuşurken onları konuşturmak için ilgi alanlarını bilmemiz gerekir. Ayrıca kişisel sorular sorarak bilgi almalıyız. Aslında iyi bir dinleme en güzel hediyedir. Öğrenci için sevdiği, hoşuna giden şeyleri onlarla paylaşmamız, ona tebessüm etmemiz, hal ve hatırını sormamız onlara yapılacak iyiliklerin en başında gelmektedir.

Öğretmen Veli Diyalogunda Altın Kurallar

Öğrenci başarısında, öğretmen ve veli arasındaki diyalogun önemli rol oynadığı, bunun gelişmesinde ise mimarın öğretmen olması gerektiği belirtildi. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Yılmaz, okul başarısızlığı ile karşı karşıya kalındığında, velinin öğretmeni, öğretmenin ise çoğu kez veliyi ilgisizlikle suçladığı, oysa her iki tarafın tutumunun da belirleyici olduğunu söyledi. Yılmaz, iyi bir öğretmenin, veli ile iletişimin mesleğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul etmesi gerektiğini belirterek, “Bu gereği kabul eden öğretmen, ikinci sorumluluk olarak da veli ile nasıl görüşmesi gerektiğini bilmelidir” dedi.

Hangi ortamda olursa olsun veli ile kurulacak iletişimde dikkat edilmesi gereken noktalar bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, hiçbir zaman gözden kaçırılmaması gereken bu ilkeleri şöyle sıraladı:

 

Ne yapmacık ölçüsünde çıtkırıldım olun ne de aklınıza geleni söyleyin. Tepkileriniz ağır başlı, ölçülü ve doğal olsun.

Size sorulmuş olmasını istediğiniz soruyu değil, sorulmuş olana cevap verin.

Cevaplarınız kısa ve tutarlı olsun. Uzun ve gereksiz açıklama yapmayın, daha fazla ayrıntı istenip istenmediğini sorun.

Mizahtan korkmayın, ama fıkra anlatmaktan kaçının.

Size soru sorulurken sorgulanma durumuna düşmekten kaçının.

Öğrenciniz hakkında, velisinden öğrenmek istediğiniz bilgiyi karşınızdaki kişiyi tedirgin etmeden, en etkili ve zarif biçimde sormaya özen gösterin.

Görüşmeyi, daha sonra ne olacağına ilişkin açık ve net bir cümle ile bitirin.

GÖRÜŞME ORTAMI VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Kişiliğinizi yansıtan giyim tarzı ilişkilerde ilk olumlu basamaktır.

Görüşeceğiniz kişiyi ayağa kalkarak karşılayın. Gülümseme ve göz teması, güçlü, ama incitmeyen bir tokalaşma mükemmel bir başlangıçtır.

Karşınızdaki kişiye oturacağı yeri elinizle nazikçe işaret edin ve eylemi başlatmadan siz oturmayın. Aynı seviyede olacak bir konumda oturun, aranızda çanta, klasör gibi malzemeler bulundurmayın.

Nazik bir ifade ile içecek teklifinde bulunun, ama asla ısrarcı olmayın.

Bey ya da hanımefendi şeklinde hitap edin.

Konuşmaya başlamadan önce ilgi çekici bir konuda kısa bir söyleşi olanağı yaratın.

Not alma konusunda izin verin ve aynı şeyi yaparken de her şeyi yazmaktan kaçının, göz temasını sürdürün.

 

O’nun eğitimi için, öğretmeni ile iyi geçinin.

Her geçen gün çalışan kadın sayısı artıyor. Bununla birlikte çocukların eğitimi için okullara gönderilmesi de artmıştır. Özellikle de anaokuluna giden çocuk sayısı oldukça artmıştır… Aileler çocuklarını okula göndererek hem çocukları için hem de kendileri için farklı bir sosyal ilişki başlatmış oluyorlar, bu ilişki de aile-çocuk-öğretmen ilişkisidir.

Çocuğunuzun, okuldaki başarısını etkileyen “okul içi ve okul dışı olmak üzere” birçok sebep vardır. Okul dışı etkenler söz konusu olduğunda, çocuğunuzun derslerindeki başarısında en önemli belirleyici unsur siz olursunuz. Çocuğunuzla kuracağınız iletişimin kalitesi, okul ve öğretmeni ile gerçekleştireceği işbirliği düzeyi, çocuğunuzun başarısına önemli katkılarda bulunur.

Psikolog İbrahim Ertabak: “Çocuğunuzun okul başarısının artmasını sağlamak için öncelikle onu iyi tanımalısınız. Eğer, iyi tanımıyor, onun olumlu ve olumsuz davranışları hakkın da yorum yapamıyor, içinde bulunduğu yaş grubunun psikososyal özelliklerini bilmiyorsanız, öğretmeniyle olan ilişkiniz sağlıklı olmayabilir.” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor. “Sağlıklı bir öğretmen-aile işbirliğinin yolu, aile ve öğretmen arasında, öğrenciyle ilgili sağlıklı bilgi akışının olmasından geçer.”

Öğretmen -aile iletişiminin güçlendirilmesi, çocuğunuzun okul başarısını yükseltebileceği gibi, okuldaki disiplin sorunlarını da yaşamasını engeller.

Aile-çocuk-öğretmen ilişkisinde her öğe ayrı bir önem taşımaktadır ancak bu öğelerin birbirleriyle olan ilişkileri daha da önemlidir. Bu nedenle, çocuğunuzu okula gönderdiğinizde, sağlıklı bir ortamda eğitim alabilmesi için bu ilişkinin de sağlıklı olmasına özen göstermelisiniz. Çocuğunuzun öğretmeni ile kurduğunuz sağlıklı ilişkide hem onun daha başarılı olması için bir ortam yaratmış olur hem de öğretmenini daha iyi tanımış olursunuz. Böylelikle kendinizi rahat hissedersiniz.

 

Uzmanlara göre aile- öğretmen ilişkisi ne kadar sağlıklı olursa çocuk-öğretmen ilişkisi de o kadar başarılı oluyor. Öğretmeniyle kurduğunuz iyi ilişki sonucunda, çocuğunuza, öğretmeninin gözüyle bakar ve ihtiyaçlarını daha iyi anlarsınız.

Okul, çocuğunuzun yaşamında ailesinden sonra katıldığı ilk toplumsal kurumdur. Okul döneminin yalnızca başarılması gereken dersler ve sınavlardan ibaret olduğunu düşünmemelisiniz. Çocuğunuz, öğretmen ve arkadaşlarından oluşan bu toplumda “yerini alma gibi”, üstesinden gelmesi gereken yeni bir durumla da karşı karşıya kalır. Aslında bu dönem yalnızca çocuğunuz için değil, sizin için de heyecan ve tatlı yorgunlukları beraberinde getirir. Çocuğunuzun okul çağını en verimli şekilde geçirmesi, akademik bilgileri yeterli düzeyde almasının yanında, size ve öğretmenlerine önemli görevler düşmektedir.

Yaşamın her alanında olduğu gibi çocuğunuz, öğrenim döneminde de aşılması gereken birtakım güçlüklerle karşılaşabilir. Okul yaşamı sürecinde çocuk-aile ve okulu karşı karşıya getiren en yaygın sorun okul başarısızlığıdır. “Okul başarısızlığı” çocuğunuzun akademik bilgiyi yeterince edinemediğinin, içinde bulunduğu eğitim sisteminin, ölçme araçlarıyla tespit edilmesi olarak tanımlanabilir. Bu sorunu, öğretmeniyle birlikte kolaylıkla çözümleyebilirsiniz. Sorunun nedeni ve çözüm seçenekleri her çocuk için kendine özgü farklılıklar gösterse de, başarısızlık nedenleri genel çerçevede birkaç başlık altında toplanabilir.

Veli olarak ev ödevlerini daha etkili hale getirmede üstüme düşen sorumluluklar nelerdir?

  • Çocuklar ödevlerinin büyük bir kısmını evde yapmaktadırlar. Çocuklarınıza uygun çalışma ortamı (aydınlık, sessiz vb.) ve araç-gereç sağlamalısınız. Çocuğun rahat çalışabilmesi için dikkatini dağıtacak uyaranların olmadığı bir odasının olması, ısının ve aydınlanmanın yeterli olması ve odasında çalışması için gerekli araç-gerecinin olması ödevlerini yapmasını kolaylaştıracaktır.
  • Özellikle ilköğretimin ilk yıllarında çocukların ev ödevlerini yapma zamanını planlamada güçlükler ortaya çıkabilmektedir. Küçük çocuklar genellikle oyuna veya televizyon izlemeye daha fazla süre harcayarak ödev yapmayı aksatabilmektedirler. Bu nedenle ilk yıllarda anne babalar, ödevlerin yapılacağı zamanı birlikte planlamalı, çocuğun bu plana uymasını sağlamalıdırlar.
  • Çocuk yardım istediğinde çocuğun ödevini yapmaya değil, onu yönlendirmeye yönelik yardımların yapılması yerinde olacaktır. Velilerin çocuklarının sorularına ilgisiz kalmamaları, başvuru kaynaklarını göstererek uygun rehberlikte bulunmaları gerekmektedir. Anne babaların çocuklarının yerine ödevlerini yapmaları ise çocukların çalışma alışkanlığı kazanmalarını ve sorumluluk duygusunu geliştirmelerini engelleyecektir.
  • Anne babalar, çocuklarının ev ödevlerini yapıp yapmadığını kontrol etmelidirler. Ayrıca çocuğun ödevini bitirince takdir edilmesi öz güven ve öz disiplinini geliştirici bir ödül olacaktır.
  • Anne babalar, çocukların ev ödevlerine olan yaklaşımlarını etkileyecek olumsuz tutumlar göstermemeye çalışmalıdırlar. Anne babaların çocuklarının ödevlerine karşı aşırı ilgili veya ilgisiz, baskıcı ve arkadaşlarıyla kıyaslayıcı tutumları, çocuğun ödevlerden hoşlanmamasına ve ödevini yapamama kaygısı duymasına neden olabilir. Anne babaların çocuklarına ev ödevlerinde destek ve rehberlik veren tutumlar sergilemeleri gerekmektedir.
  • Çocuğun ödevini yaparken sıkılmasını önlemek için kısa süreli aralar vermesi de sağlanmalıdır.
  • Öğretmenler, anne babalar için çocukları ve onların öğrenimleriyle ilgili her türlü konuda rehber kişi durumundadır. Bu nedenle, anne babalar düzenli aralıklarla öğretmenle görüşerek, ev ödevleri hakkındaki tutum ve beklentilerini, çocuklarına ev ödevlerinde nasıl yardımcı olacaklarını da öğrenmelidirler.

 

Ev ödevleri öğrenciye neler kazandırır?

Ev ödevleri, öğrencilerin, bilgi ve yeteneklerinin farkına varmalarını ve geliştirmelerini, eksik yönlerini tamamlamalarını, bağımsız ve düzenli ders çalışma alışkanlığı kazanmalarını, okul dışındaki bilgi kaynaklarını kullanmalarını ve verilen sorumluluğu yerine getirmeyi öğrenmelerini ve dolayısıyla derslerinde başarılı olmalarını sağlamaktadır.

Aynı zamanda ev ödevleri, anne babalara çocuklarının okul hayatıyla ilgilenmeleri için bir fırsat vermektedir. Aileler, çocuklarına uygun çalışma ortamı hazırlama, gerekli malzemeleri sağlama, istendiğinde yardımcı olma vb. gibi yollarla çocuklarının ev ödevlerinde, dolayısıyla eğitim ve öğretimlerinde önemli bir role sahip olmaktadır.

 

  • Öğrenci olmanın ön koşulunun ders çalışmak ve okula devam etmek olduğu konusunda çocuğunuzu bilgilendirin. Çocuğunuzu gözlemleyin ilgi ve yeteneklerini geliştirebilmesi için onu yönlendirin.
  • Başarı konusunda çocuğunuzu cesaretlendirin. Başarısızlıklarına değil başarılı olduğu derslere ve alanlara yoğunlaşmasını sağlayın. Çünkü bu alanlar çocuğunuzun yetenekli olduğu ve ilgi duyduğu alanlar olabilir. İnsanlar arasında bireysel farklılıklar olduğunu hatırlayarak başkalarıyla kıyaslamayın.
  • Başarısızlığı karşısında paniğe kapılmayın, nedenlerini araştırın ve çözümü çocuğunuzla birlikte geliştirin, öğretmenine veya okulun varsa rehberlik servisine danışın.
  • Çocuğunuzun meraklı olması, soru sorması, araştırma yapması ve yeni fikirler ortaya atması desteklenmesi gereken bir özelliktir. Sorularını yanıtlamaya gayret gösteriniz veya bilgiye ulaşmasına yardımcı olunuz.
  • Evde çalışabileceği rahat bir mekan sağlanmasında destek olabilirsiniz. Öncelikli işinin okula hazırlanması ve ödevlerini yapmasıdır. Onun evdeki işlere destek olmasını isteyecekseniz ödevlerini bitmesini bekleyin.
  • Okul ve yakın çevresinde internet kafe, kafe gibi mekanların olumsuz etkisinden çocuklarını korumak için, bu tür mekanlarda ortaya çıkabilecek psikolojik, sosyal ve fiziksel zararlar konusunda çocuğunuza bilgi verebilir, okula devamlarını yakından takip edebilirsiniz.
  • Çocuğunuza her durumda senin arkandayım, seninle ilgileniyorum mesajını verin.
  • Her aşamada çocuğunuzun gelişimi konusunda okul müdürü, öğretmen ve psikolojik danışman/rehber öğretmenle işbirliği içinde olun.

27-09-201827-09-201827-09-201827-09-201826-09-201827-09-201827-09-201827-09-201827-09-201827-09-201826-09-201826-09-201826-09-201826-09-201824-09-201824-09-201824-09-2018

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 06.10.2018 - Güncelleme: 06.10.2018 11:07 - Görüntülenme: 55713
  Beğen | 16  kişi beğendi