A- DERSTEN ÖNCE UYULMASI GERKEN İLKELER:
1. Her öğrenci kendi çalışma ortamına göre bir çalışma planı hazırlamalı ve bu plana mutlaka uymalıdır.
2. Çalışma metodunu dersin özelliğine göre seçmelidir. (Okuma, not tutma, anlatım, tümden gelim, tüme varım gibi) sayısal dersler çalışırken mutlaka metodu olarak yazarak çalışma metodu uygulanmalıdır.
3. Ders çalışmaları mutlaka belli bir yerde sakin bir ortamda bir masa üzerinde yapılmalıdır.
4. Hemen her derste bütün konular çalışılmalı, konular arasında önemli önemsiz ayrım yapılmalıdır.
5. Ders araç ve gereçlerini çalışmaya başlamadan önce hazırlamalı, unutulmamalıdır ki araç ve gereç ihtiyacı olduğunda temin edilmeye çalışılırsa hem zaman kaybına hem de dikkat dağılmasına neden olur.
6. Çalışmaya psikolojik olarak hazır olmayan kişi problemlerinden kendisini soyutladıktan sonra çalışmaya başlamalıdır.
7. Öğrenmeyi aralıklarla yapmalı, bu aralıklarda dinlenmeyi, gezinti, söyleşi, müzik ile yapılabilir.
8. Çalışkan konu kendi başına bir bütün değilse, geçmiş konular gözden geçirilmelidir.
9. Sözel dersler çalışılırken ana düşünceleri dile getiren anahtar kelime ve cümleler tespit edilmeli gerekirse renkli kalemle altları çizilmelidir.
10. İşlenecek konu dersten önce çalışılmalı, anlaşılmayan yerler tespit edilerek derse girilmelidir.
11. Ders çalışılırken motive olunmalı, televizyon karşısında veya yatarak çalışmanın etkinliğini azaltacağı unutulmamalıdır.
12. Düzenli bir defter tutma alışkanlığı kazanılmalı. Tükenmez kalem yerine kurşun kalem kullanmaya özen göstermelidir.
13. Çalışırken bir cevabı ezberlemek yerine konuyu anlamaya veya problemin çözümü yolunu öğrenmeyi seçmelidir.
14. Anlatım dersinin arkasından sayısal (matematik, fenbilgisi gibi) bir ders çalışılmalıdır.
15. Sabah kahvaltısı yaparak okula gelmesi, aksi takdirde ders dinleme dikkatinin azalacağı unutulmamalıdır.
B – DERS ESNASINDA UYULMASI GEREKEN İLKELER:
1. Sınıfta dersler iyi dinlenmesi, ders sırasında başka şeylerle meşgul olunmamalı, anlamadığı yeri anında öğretmenine sormalıdır.
2. Öğretmen dersi anlatırken üzerinde durduğu noktalar ve sınıfa yönetilen sorular not edilmeli ve sonra çalışılmalıdır.
3. Tahtaya yazılan bilgiler ve problem çözümleri dikkatli bir biçimde deftere geçirilmeli ve kontrol edilmelidir.
4. Derslerde devamsızlık yapılmamalı, eğer zorunlu olarak yapılmışsa o dersteki konu arkadaşlardan öğrenilmelidir. Unutulmamalıdır ki bir sonraki konunun öğrenilmesi bir önceki konunun bilinmesine bağlıdır.
5. Sınavlarda soruların cevaplarına geçilmeden önce cevaplar zihinsel tasarlanmalı, kağıtlar verilmeden önce mutlaka kontrol edilmelidir.
C – DERSTEN SONRA UYULMASI GEREKEN İLKELER:
1. Bütün dersler işlendikçe çalışılmalı, konular biriktirilmemelidir.
2. Dersler tekrar edilirken, anlaşılmayan konular tespit edilmeli, bir sonraki derste öğretmenine sorarak öğrenilmeli. Sorarak öğrenilenlerin unutulmayacağı hatırdan çıkarılmamalıdır.
3. Sayısal dersler çalışılırken sınıfta öğrenilen çözüm yollarının yanı sıra başka çözüm yollarının da olup olmadığı kaynak kitaplardan araştırılmalı, özellikle örnek çözümler çoğaltılmalıdır.
4. Zor anlaşılan konular en verimli çalışma saatleri ayrılmalıdır.
Birkaç denemede pes etmek veya çabuk sıkılmak başarılı olmanın önündeki gizli engellerdir. Aynı şekilde, sürekli kolay yolu aramak da insanı işinden alıkoyabilmektedir. Yapılmayan işler başarısızlıkla sonuçlanmış sayılır. Dolayısıyla, istikrarlı olmak başarılı olmanın sırrıdır.
oğru arkadaş seçimi konusunda belki yüzlerce nasihat, onlarca makale okumuşuzdur. Burada benim altını çizmek istediğim nokta şu: Doğru arkadaş seçiminin gerekliliğini sadece “hatalardan korunmak” olarak değerlendirmeyin. Doğru insanlarla bir araya gelip doğru işler yaptığınızda başarıyı da peşinizden sürükleyebilirsiniz.
Davet edildiğiniz organizasyonlara katılın, yeni insanlarla tanışın ve her zaman sosyal olun. Başarılı iş adamı ve yazar olan Manzie R. Walfer´ın da dediği gibi insanlar, insanlarla iş yapar. Yani, her ne kadar işiniz başkalarıyla iletişim kurmayı gerektirmeyecek bile olsa yaptığınız işler diğer insanların hayatına etki edeceği için sonuç olarak yine insanlara ihtiyaç duyacaksınız. Bir online alışveriş sitesinin başarısı aslında arka planda çalışan insanların başarısıdır. Yeni insanlarla tanışmak size yeni fırsatlar sunabilir.
8- Mükemmeliyetçi Olmak Başarının Önündeki Gizli Engellerden Biridir. Bundan Kurtulun!
Başarı tanımını yeniden hatırlayın. Yapacağınız işte en iyisi olmak zorunda değilsiniz. Olabiliyorsanız ne ala ama olamıyorsanız yarıda bırakmanız gerekmez. Önemli olan sizden ne beklendiği veya sizin kendinizden ne beklediğinizdir. Muhtemelen, insanların parmakla gösterdiği kişiler de bir zamanlar alanlarında en iyisi değillerdi ;)
Makalenin başında belirttiğim gibi: Başarı çok genel bir kavramdır. Biz özetle hayatta başarılı olmak diyelim. Hayatta başarılı olmak için ruh sağlığımıza dikkat etmeliyiz. Sürekli hedef ve başarılara odaklanarak sosyal hayatımızdan, sevdiklerimizden, kendimize ayırdığımız zamandan fedakarlık ederek sürdürülebilir başarı yakalayamayız. Bir süre sonra tükenmişlik sendromu, bunalım gibi nedenlerle kendimizi başarılı olduğumuz işlerden uzaklaşırken bulabiliriz.
Her insan, keyif aldığı faaliyetleri bilmeli, keşfetmeli ve bu faaliyetlere de zaman ayırmalıdır. Sosyal bir varlık olarak insan sevdikleriyle de zaman geçirmelidir.
Ekm
Başarı, sonucunun faydalı olduğu düşünülen bir eylemi gerçekleştirmek, bir işin üstesinden gelmektir.
Gördüğünüz gibi başarılı olmanın sırrı, üstün yeteneklere sahip olmakla ilişkilendirilmiyor. Elbette bu doğru çünkü üstün yeteneklere sahip olmak (el becerisi, zeka, güç gibi) başarılı olmayı kolaylaştıran faktörlerden bazılarıdır; tamamı değildir. Başarı neye göre, kime göre, hangi şartlar altında ve buna benzer sorularla yorumlanması gereken bir neticedir. Buraya kadar hemfikirsek başarının yolları konusuna geri dönelim.
Her derste ya bir konu anlatılır ya da bir konunun tekrarı yapılır. Orada bulunan öğrenci ders sırasında ve dersten sonraki tekrar süreçlerinde konuyu iyi öğrenmeye çalışır. Bunu yapmak onun öğrenciliğinin esas gayesidir. Başarılı öğrenci derste anlamadığı yerleri sorar. En zeki öğrenciler derste bazı şeyleri anlamayabilir. Bir şeyi anında anlamak tek başına zeka göstergesi değildir. Bu nedenle anlamadığını sormak çekinilmemesi gereken bir davranıştır.
Öğrencinin aklına gelen en saçma soru bile ders için insana yeni ufuklar açar. Bunu bilen başarılı öğrenci aklına gelen soruları derste öğrenmenine, ders dışında da bilenlere sorar.
Yukarıdaki konular başarılı bir öğrenci nasıl olur sorusuna kısaca cevap oluşturabilir. Hayat bir yarıştan ibaret değil elbette, başarılı öğrenci olmak da hayattaki tek ölçüt değil. Bununla birlikte öğrencilik işini ciddiye almak gerekir. Herkes işinde iyi olmayı amaçlıyorsa bu mantığı öğrenci de uyguluyabilir.
Başarılı öğrenci olmak için şu kadar netleri, şu kadar puanları yapmak gerekir dememiz mümkün değildir. Bu birden fazla faktöre bağlıdır. Başarılı öğrenci potansiyelinin en üstünü gerçekleştiren öğrencidir. Bu nedenle vicdanen rahattır.
Ekm
Ödevin eğitim için faydalı mı zararlı mı olduğu hep tartışılmıştır. Tartışılmaya da devam edilecektir. Her öğretmen sadece kendi dersi varmış gibi size ödev verebilir. Bu durumda ödevler çok birikebilir. Buna isyan etmek geliyor belki içinizden. Ancak öğretmenin ödev verme mantığını düşünmeniz gerekir. Öğretmen bir konuyu anlattığı zaman o konunun eksik olabileceğini düşündüğünü bir yerini ödev olarak verir. Bunun konuya fayda sağlayacağına cidden inanıyordur. Muhtemelen öğretmen dersi sürekli anlattığı için bu konuda tecrübe ve bilgi sahibidir de. Bu nedenle başarılı bir öğrenci ödevlerini yapar.
Öğretmen mantığıyla düşünelim birlikte. Bir konuyu anlattınız. Konunun hemen sonrasında bazı soruların çözülmesi gerekli. O sorularla konununun çok iyi anlaşılacağını düşünüyorsunuz. Öğrenciler o ödevi yapmıyor ve sizde sonraki ders günü hiç anlamadığınız mazeretler üretiyor. Bu durumda öğretmen olarak öğrencinin sizi önemsemediğini düşünürsünüz. İyi bir öğretmen olmanın gereğini yerine getirememekten endişe duyarsınız.
Ödevin faydalı veya faydasız olmasından bağımsız olarak ödev yapmamış öğrencinin mazaret üretmesi kadar sıkıntılı bir şey yoktur öğrenciler için. Her ödev günü ne söylesem diye erimekten çok daha kolaydır ödev yapmak. Çok ödev olduğu zaman başarılı öğrenci, dersten hemen sonra ödevini yaparak rahatlamanın yöntemini bilir.
Ekm
Başarılı bir öğrenci dersi takip eder. Okulda anlatılacak derse önem verir. Dersi kaçırmamak için elinden gelen her şeyi yapar. Derste tahtayı görebilecek bir yerde oturur. Derste dikkati dağıldığı zaman dikkatini toplayacak önlemler alır. Dersi kaynatmak için yanındakiyle konuşmaz. Derste öğrenebileceği şeylerin onun için önemli olduğunun farkındadır çünkü.Bazı genç öğrenciler dersi dikkatli dinlemeyi ya da derse önem vermeyi negatif bir şey olarak görürler. İleriki yaşlarında bu davranışlarına güleceklerdir ancak iş işten geçmiştir. Dersi önemsememek bir meziyet değildir. Tam tersine, zor olan ve çaba gerektiren dersi takiptir. Bu nedenle dersin takibi başarılı bir öğrenci için çok önemlidir.
Değerli Velimiz;
2018 – 2019 Eğitim Öğretim yılı 1.Dönem 1. genel veli toplantısı 14.10.2018 Pazar günü sabahçı öğrenciler için saat 11:00 -13:00 arasında öğlenci öğrenciler için 13:30 - 15:30 arasında okulumuzda yapılacaktır. Toplantıya katılmanızı önemle rica ederim.
Erol KÖROĞLU
Okul Müdürü
Çocuklarımız, gözbebeklerimiz. Varlık nedenimiz, geleceğimiz. Uğrunda yapamayacağımız fedakarlık yok. Hele söz onların eğitimine gelince her türlü özveriyi göstereceğimiz kesin. Günümüz onlarla doğup, onlarla batıyor. Uyumadan uyuyamadığımız, gülmeden gülemediğimiz, çocuklarımız.
Onlar her gün sekiz saat okuldalar, sizden ayrı vakit geçiriyorlar. Kendi başlarına bağımsız bir şeyler öğrenmenin uğraşını veriyorlar. Her eve dönüşleri sizin için merak konusu. “Bugün okulda ne yaptın?” sorusunu her gün tekrar etmekten bıkmadığımız, söylese de söylemese de kızamadığımız bizim çocuklarımız.
Bu kadar fedakarlık yaptığımız çocuğumuzun okul arkadaşları kim? Onların anne ve babaları kimler? En çok sevdiği arkadaşının anne ve babaları da bizim gibi düşünüyorlar mı? Sınıf içinde benim çocuğumun durumu ne acaba? Ayda bir de olsa gelip göremezseniz çocuğunuz sizin için ne düşünür? Çocuğunuz sizin toplantıya katılmadığınızı öğrenirse hangi duygular içinde olur? Düşündünüz mü?
Bu süreçte öğretmen, öğrenci, veli iletişimi ve işbirliğinin önemi ortaya çıkıyor. Veli toplantıları da bu iletişim ve işbirliğinin en önemli göstergelerinden biridir. Bu toplantılarla çocuğumuzun öğrenme ortamını, arkadaşlık ilişkilerini, arkadaşlarının velilerini tanıma ve akademik gelişimlerini izleme, sorgulama fırsatı yaratır. Veli toplantılarında alınan kararların eğitim-öğretim faaliyetlerindeki olumlu yansımalarını gözleme şansı verir.
Öğrenci,veli ve öğretmen ilişkilerinde önemli olan, sevgi, saygı, dostluk içinde sürdürebilmek , birbirlerini anlamak ve sorunları paylaşarak, birlikte ortak çözümlere ulaşmaktır.
Çocuğumuz için ayırdığımız zamanlar, geleceğe hazırlanışlarından altın fırsatlardır.
Veli toplantıları da bizlere önemli fırsatlar sunar. Aynı anda bir çok velinin fikirlerini dinler, kendinizi kıyaslama olanağı buluruz..Bu fırsatları en iyi biçimde değerlendirilmelidir. Katılım ne kadar çok olursa, toplantılar daha da verimli geçer.Her toplantının ayrı bir değeri ve yararı vardır.
Unutmayalım,veliler ne kadar okulla ilgiliyse o kadar da başarı vardır.
İlgili veli + başarılı okul= bilgili ve mutlu öğrenci.
Görevi, öğrenciyi eğitmek olan öğretmenin hedefi aynı zamanda öğrencinin ailesi de olmalıdır. Öğretmenler için nitelikli eğitimde aileler ile iletişim ve işbirliği çok önemli bir yer tutmaktadır. Öğretmen – aile işbirliği ile ailelerin okula ve eğitime karşı olumlu tutum takınmaları sağlanabilir.
Bu işbirliğini sağlamak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliğin 46’ıncı maddesinde belirtilen rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri yürütme komisyonunda; eğitim ortamında, öğrenciler, aileler, yöneticiler, öğretmenler ve psikolojik danışmanlar arasında sağlıklı ve uyumlu ilişkiler kurulabilmesi için gerekli önlemler görüşülür ve yapılacak çalışmalar belirlenir.
Bu amaçla; resmi ve özel okullarda, okul – aile ve öğretmenler arasında iş birliğini gerçekleştirmek, velileri öğrencilerin gelişim dönemleri ve akademik durumları hakkında bilgilendirmek, okula sahip çıkmalarını sağlamak ve etkin bir şekilde eğitim hizmetlerine katmak üzere bir eğitim-öğretim yılında en az iki kez olmak üzere okul idaresinin ihtiyaç duyduğu zamanlarda “veli toplantıları” yapılmaktadır.
Veli toplantıları üç aşamada ele alınabilir :
Bu toplantılara okul yöneticileri, okul psikolojik danışmanları (rehber öğretmenleri), sınıf rehber öğretmenleri ve alan öğretmenlerinin işbirliği içinde katılımı sağlanmalıdır. Veli toplantılarında aşağıda belirtilen hususlara uyulmalıdır.
Konuyla ilgili olarak anne babalara yönelik hazırlanmış bir durum değerlendirme listesi aşağıda sunulmuştur. Veli toplantılarında bu listenin velilere verilmesi onlara çocuklarının eğitimi konusunda yararlı olacaktır.
Velilerle görüşürken nelere dikkat etmeliyiz?
Öğretmen; velilerle kuracağı sıkı samimi, etkin bir işbirliği sayesinde istediği sonuca ulaşabilir. Öğrencilerde görülen başarısızlık ve davranış bozukluklarının sebeplerinden en önemlisi aile içi sorunlardan kaynaklanmaktadır. Okulda öğrencilere kazandırmak istediğiniz olumlu davranışlar aile tarafından desteklenmiyorsa istediğiniz sonuca ulaşmanız mümkün olmayacaktır.
Öncelikle kılık kıyafetimiz düzgün olmalı, saygı ve nezaketle selamlaşma, güler yüzle karışılama, yer gösterip ikramda bulunma, saygı ile hitap etmek önemlidir. Konuşurken sağa sola bakmak, başka şeyle uğraşmak karşımızdakine saygısızlık sayılabilir.
Veliye güven verebilme, konuşmaları dikkatle dinleme, gerektiğinde kısa ve akıllıca cevaplar verip dinlediğimizi söz ve davranışlarımızla belli etme, söylenenleri onaylama da önemlidir. Söyleyeceğimizi kısa ve öz olarak söylemek gerekir. Gerekli durumlarda izin alarak görüşmeyi not almak, sorularını cevaplamak, istek ve görüşlerini almamız da önemlidir.
Velilerin sorularına cevap verirken söz ve davranışlarımız ölçülü ve doğal olmalı, sorulan soruya cevap verilmeli, cevaplar kısa ve tutarlı olmalıdır. Cevabını bilmediğinizi belirtmeli, biliyormuş gibi yapmamalı, görüşmeyi nezaketle bitirirken görüşmekten duyduğunuz memnuniyeti belirtmeli, teşekkür ederek her zaman görüşmeye hazır olduğunuzu iletmelisiniz.
Öğretmen – Öğrenci iletişiminde dikkat edilecek noktalar
Öğrencilerinize sevdiğinizi söyleyin, öğrenciler sizi memnun etmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Yeter ki sizi sevsinler. Bu durumda aranızdaki ilişkilerde problem yaşanmaz, anlayış ve yardımlaşma artar, iletişim zirveye çıkar. Sevimliliğinizi artırmak, gönüllere girmek mi istiyorsunuz?
O halde yapacağınız tek şey; yüzünüze koyacağınız içten bir gülücük, öğrencinizin yanağına konduracağınız bir öpücük, dilinizden akan bal gibi sözcüktür. Bu da sizin başarınızı artıracaktır. Sevilen neşeli, dürüst, adaletli, başarılı bir öğretmen olarak tanınmaya ve anılmaya çalışın. Öğrenciler sizin onlara değer verdiğinizi bilirlerse kendi davranışlarını kontrol etmeye çalışırlar.
Öğrencilerinizi sabırla dinleyin. Sabır becerileri geliştirir. Sabrın en önemli kısmı dinlemektir. Öğrencinizi dinlerken ilgiyle, kulağınızla, hatta daha da önemlisi kalbinizle dinleyin. Gülümsemeyi unutmayın. Zamanınız kısıtlı da olsa dinlemeye zaman ayırın, göreceksiniz, dinlediğiniz kişinin hayatında özel bir yerinizin olduğunu göreceksiniz.
Etkili bir öğretmen olmak ve dersi anlamlı kılmak istiyorsanız öğrenciyi ikna etmek, bilgilendirmek ve dersi eğlenceli, zevkli bir hale getirmek zorundasınız. İkna etmenin en iyi yolu hikâyelerle konuyu kavratmaktır. Bilgilendirmede dikkat edeceğimiz husus dersi anlaşılır hale getirmektir. Zevkli hale getirmek, dersi eğlenceli yapmak için mizah, şaka ve esprilerle süslemektir.
Öğretmen mesleğini severek yapmalıdır. Öğretmen başkalarına yardım etmenin zevkini yaşamalıdır. “En hayırlınız insanlara en yararlı olanınızdır” Hadis-i Şerifi ne kadar anlamlıdır. İnsanlara yardımcı olmak bize zor gelebilir. Fakat unutulmamalıdır ki bir işi başarmanın en zor yanı ilk adımı atmaktır. İçimizdekileri değiştirmeden dışımızdakileri değiştiremeyiz. Bildiklerimizi uygulamazsak bu bilginin ne anlamı kalır. Uygulamadığımız bilgi açılmayan paraşüt, binmediğimiz otomobil gibidir. Bilgimizi verirken yapacağımız bir gülümseme karşımızdakine ilaç gibi tesir eder. Hem de bu ilaç sermayesizdir. Unutmayalım gülümsemek için on iki kasa, surat asmak için yüz üç kasa ihtiyaç olduğunu uzmanlar söylemektedir. Bilgimizi kullanıp, hayatımıza uygulayıp davranışa dönüştürdüğümüzde bir anlam kazanır.
İletişim; kişilerin birbirlerinin duygu ve düşüncelerinin karşımızdaki insanda meydana getirdiği anlamı bilme sürecidir. İletişimin temeli saygı ile başlar. İletişimde en önemlisi empatidir. Kısaca karşımızdakinin penceresinden bakmaktır.
İletişimde sözcüklerin % 10, konuşma tarzının % 30, vücut dilinin % 60 oranında etkili olduğunu unutmayalım. Her insan takdir edilmek ister ve bundan mutluluk duyar.
Bilginin değerini bilmeli ve öğrencilerimize bilginin önemini anlatmalıyız. Bilginin değerini anlatan şu sözlere dikkatinizi çekmek istiyorum.
“Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen aptaldır. Bilemeyen ve bilmediğini bilen öğrencidir. Bilen ve bildiğini bilmeyen uykudadır, onu uyandırın. Bilen ve bildiğini bilen akıllıdır, onu izleyin.”
Öğrencinizdeki potansiyeli harekete geçirmek için çalışın, onların hayal güçlerini küçümsemeyin. Zengin bir hayal gücüne ulaşmaları için onları destekleyin. Hayatın bir kuralı var. Daha fazlasını beklediğiniz zaman daha fazlasını elde edersiniz. Hayatta bazı fırsatlar vardır, bunlar sadece bir kez elinize geçer, değerlendiremezseniz uçup gider ve asla geri gelmez.
Öğrencimizi bir sonraki derse motive etmek için konu ile ilgili hikâye anlatmak, ilginç ve düşündürücü sorular sormak veya sözler söylemek gerekir. Öğrencilerimize yardım etmenin en güzel yollarından biri onu dinlemektir. Problemli öğrencilerle konuşurken onları konuşturmak için ilgi alanlarını bilmemiz gerekir. Ayrıca kişisel sorular sorarak bilgi almalıyız. Aslında iyi bir dinleme en güzel hediyedir. Öğrenci için sevdiği, hoşuna giden şeyleri onlarla paylaşmamız, ona tebessüm etmemiz, hal ve hatırını sormamız onlara yapılacak iyiliklerin en başında gelmektedir.
Öğretmen Veli Diyalogunda Altın Kurallar
Öğrenci başarısında, öğretmen ve veli arasındaki diyalogun önemli rol oynadığı, bunun gelişmesinde ise mimarın öğretmen olması gerektiği belirtildi. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Yılmaz, okul başarısızlığı ile karşı karşıya kalındığında, velinin öğretmeni, öğretmenin ise çoğu kez veliyi ilgisizlikle suçladığı, oysa her iki tarafın tutumunun da belirleyici olduğunu söyledi. Yılmaz, iyi bir öğretmenin, veli ile iletişimin mesleğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul etmesi gerektiğini belirterek, “Bu gereği kabul eden öğretmen, ikinci sorumluluk olarak da veli ile nasıl görüşmesi gerektiğini bilmelidir” dedi.
Hangi ortamda olursa olsun veli ile kurulacak iletişimde dikkat edilmesi gereken noktalar bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, hiçbir zaman gözden kaçırılmaması gereken bu ilkeleri şöyle sıraladı:
Ne yapmacık ölçüsünde çıtkırıldım olun ne de aklınıza geleni söyleyin. Tepkileriniz ağır başlı, ölçülü ve doğal olsun.
Size sorulmuş olmasını istediğiniz soruyu değil, sorulmuş olana cevap verin.
Cevaplarınız kısa ve tutarlı olsun. Uzun ve gereksiz açıklama yapmayın, daha fazla ayrıntı istenip istenmediğini sorun.
Mizahtan korkmayın, ama fıkra anlatmaktan kaçının.
Size soru sorulurken sorgulanma durumuna düşmekten kaçının.
Öğrenciniz hakkında, velisinden öğrenmek istediğiniz bilgiyi karşınızdaki kişiyi tedirgin etmeden, en etkili ve zarif biçimde sormaya özen gösterin.
Görüşmeyi, daha sonra ne olacağına ilişkin açık ve net bir cümle ile bitirin.
GÖRÜŞME ORTAMI VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Kişiliğinizi yansıtan giyim tarzı ilişkilerde ilk olumlu basamaktır.
Görüşeceğiniz kişiyi ayağa kalkarak karşılayın. Gülümseme ve göz teması, güçlü, ama incitmeyen bir tokalaşma mükemmel bir başlangıçtır.
Karşınızdaki kişiye oturacağı yeri elinizle nazikçe işaret edin ve eylemi başlatmadan siz oturmayın. Aynı seviyede olacak bir konumda oturun, aranızda çanta, klasör gibi malzemeler bulundurmayın.
Nazik bir ifade ile içecek teklifinde bulunun, ama asla ısrarcı olmayın.
Bey ya da hanımefendi şeklinde hitap edin.
Konuşmaya başlamadan önce ilgi çekici bir konuda kısa bir söyleşi olanağı yaratın.
Not alma konusunda izin verin ve aynı şeyi yaparken de her şeyi yazmaktan kaçının, göz temasını sürdürün.
O’nun eğitimi için, öğretmeni ile iyi geçinin.
Her geçen gün çalışan kadın sayısı artıyor. Bununla birlikte çocukların eğitimi için okullara gönderilmesi de artmıştır. Özellikle de anaokuluna giden çocuk sayısı oldukça artmıştır… Aileler çocuklarını okula göndererek hem çocukları için hem de kendileri için farklı bir sosyal ilişki başlatmış oluyorlar, bu ilişki de aile-çocuk-öğretmen ilişkisidir.
Çocuğunuzun, okuldaki başarısını etkileyen “okul içi ve okul dışı olmak üzere” birçok sebep vardır. Okul dışı etkenler söz konusu olduğunda, çocuğunuzun derslerindeki başarısında en önemli belirleyici unsur siz olursunuz. Çocuğunuzla kuracağınız iletişimin kalitesi, okul ve öğretmeni ile gerçekleştireceği işbirliği düzeyi, çocuğunuzun başarısına önemli katkılarda bulunur.
Psikolog İbrahim Ertabak: “Çocuğunuzun okul başarısının artmasını sağlamak için öncelikle onu iyi tanımalısınız. Eğer, iyi tanımıyor, onun olumlu ve olumsuz davranışları hakkın da yorum yapamıyor, içinde bulunduğu yaş grubunun psikososyal özelliklerini bilmiyorsanız, öğretmeniyle olan ilişkiniz sağlıklı olmayabilir.” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor. “Sağlıklı bir öğretmen-aile işbirliğinin yolu, aile ve öğretmen arasında, öğrenciyle ilgili sağlıklı bilgi akışının olmasından geçer.”
Öğretmen -aile iletişiminin güçlendirilmesi, çocuğunuzun okul başarısını yükseltebileceği gibi, okuldaki disiplin sorunlarını da yaşamasını engeller.
Aile-çocuk-öğretmen ilişkisinde her öğe ayrı bir önem taşımaktadır ancak bu öğelerin birbirleriyle olan ilişkileri daha da önemlidir. Bu nedenle, çocuğunuzu okula gönderdiğinizde, sağlıklı bir ortamda eğitim alabilmesi için bu ilişkinin de sağlıklı olmasına özen göstermelisiniz. Çocuğunuzun öğretmeni ile kurduğunuz sağlıklı ilişkide hem onun daha başarılı olması için bir ortam yaratmış olur hem de öğretmenini daha iyi tanımış olursunuz. Böylelikle kendinizi rahat hissedersiniz.
Uzmanlara göre aile- öğretmen ilişkisi ne kadar sağlıklı olursa çocuk-öğretmen ilişkisi de o kadar başarılı oluyor. Öğretmeniyle kurduğunuz iyi ilişki sonucunda, çocuğunuza, öğretmeninin gözüyle bakar ve ihtiyaçlarını daha iyi anlarsınız.
Okul, çocuğunuzun yaşamında ailesinden sonra katıldığı ilk toplumsal kurumdur. Okul döneminin yalnızca başarılması gereken dersler ve sınavlardan ibaret olduğunu düşünmemelisiniz. Çocuğunuz, öğretmen ve arkadaşlarından oluşan bu toplumda “yerini alma gibi”, üstesinden gelmesi gereken yeni bir durumla da karşı karşıya kalır. Aslında bu dönem yalnızca çocuğunuz için değil, sizin için de heyecan ve tatlı yorgunlukları beraberinde getirir. Çocuğunuzun okul çağını en verimli şekilde geçirmesi, akademik bilgileri yeterli düzeyde almasının yanında, size ve öğretmenlerine önemli görevler düşmektedir.
Yaşamın her alanında olduğu gibi çocuğunuz, öğrenim döneminde de aşılması gereken birtakım güçlüklerle karşılaşabilir. Okul yaşamı sürecinde çocuk-aile ve okulu karşı karşıya getiren en yaygın sorun okul başarısızlığıdır. “Okul başarısızlığı” çocuğunuzun akademik bilgiyi yeterince edinemediğinin, içinde bulunduğu eğitim sisteminin, ölçme araçlarıyla tespit edilmesi olarak tanımlanabilir. Bu sorunu, öğretmeniyle birlikte kolaylıkla çözümleyebilirsiniz. Sorunun nedeni ve çözüm seçenekleri her çocuk için kendine özgü farklılıklar gösterse de, başarısızlık nedenleri genel çerçevede birkaç başlık altında toplanabilir.
Veli olarak ev ödevlerini daha etkili hale getirmede üstüme düşen sorumluluklar nelerdir?
Ev ödevleri öğrenciye neler kazandırır?
Ev ödevleri, öğrencilerin, bilgi ve yeteneklerinin farkına varmalarını ve geliştirmelerini, eksik yönlerini tamamlamalarını, bağımsız ve düzenli ders çalışma alışkanlığı kazanmalarını, okul dışındaki bilgi kaynaklarını kullanmalarını ve verilen sorumluluğu yerine getirmeyi öğrenmelerini ve dolayısıyla derslerinde başarılı olmalarını sağlamaktadır.
Aynı zamanda ev ödevleri, anne babalara çocuklarının okul hayatıyla ilgilenmeleri için bir fırsat vermektedir. Aileler, çocuklarına uygun çalışma ortamı hazırlama, gerekli malzemeleri sağlama, istendiğinde yardımcı olma vb. gibi yollarla çocuklarının ev ödevlerinde, dolayısıyla eğitim ve öğretimlerinde önemli bir role sahip olmaktadır.